2 Mayıs 2021 Pazar


 Gidenlerin arkasından kalan eşyalar..

Hayatınızda asla vazgeçemediğiniz ,sizin için ayrı bir anısı olup değeri paha biçilemez,gözünüz gibi baktığınız,sizden gittiğinde kendinizden bir parçanında onunla birlikte gittiğini düşündüğünüz eşyalarınız var mı?Baktıkça derinlere daldığınız,üstünüze giydiğinizde size başka bir kimlik kazandıran,kulağınıza taktığınızda o gün duyduğunuz tüm seslere farklı bir anlam katan,oturduğunuzda sizi içine hapseden,üstünüze örttüğünüzde anne sıcaklığında sarıp sarmalayan eşyalar....Cansız ama bizde "CAN"bulan parçalar..Benim var...Yaş aldıkça hepsi daha bir değer kazanıyor bende...benimle birlikte sanki onlar da kök salıyor toprağa...
                                     


Çoğunu biz özenerek hayatımıza buyur ederken ,birkaçı da bize miras kalıyor başka kök salmış hayatlardan.Benim için en değerli olanlar,başka hayatlarda varolmuş,olgunlaşmış,çok görmüş, çok geçirmiş , dili olsa da konuşsa nelere şahit oldu da,bugün burada hala dediklerimizden...Gidenlerin arkasından ,bize yadigar kalan eşyalar.....Eşyalarına gözü gibi bakıp,evinin kıymetlisi görüp soy ağacına neredeyse adlarını yazdıracak kadar önemseyen, ilk tanıdığım kişi anneannem oldu.Evine her  gittiğimizde, onun kendi içinde değişmeyen ev düzeninde, eşyaları ve bizim aramızda kurduğu garip dengeye anlam veremezdim.Benim için o dönemde her şeyin değişmesi bir keyifti çünkü ,daha güzeli daha yenisi gelecekti.Neden bu kadar kıymet verirdi ki insan eşyasına .???.Anneanemin ,salonundaki bordo koltuklarında her oturup kalktığımızda ,bir insanın saçlarını okşar gibi o kadife minderleri elleriyle düzeltmesini,sallanan sandalyede otururken ,ritmini yakalayamazsan niçin keyif alınamayacağını,gardırobunda kullanmadığı, bunları artık versene dediğim çantalarını neden önemsediğini zaman içinde anladım...Hepsi  kendisinden bir parçaydı,en önemli anlarının şahitleriydi ...O bordo koltukta otururken kutlamışlardı abimin ilk yaş gününü, duvardaki saat teyzemin ilk maaşı ile aldığı hediyeydi ,yıllar önce zamanı göstermeyi bıraksa da ,anneannem bırakmamıştı onu ,çünkü kızının ilk alın teriyle alınmıştı...Hepsi ona ,geçmişini,bizi,kendini hatırlatıyordu....Yemek masasının üstünde bir avizesi vardı.Eve girdiğinizde sizi karşılayan ,yandımı eve başka bir ruh kazandıran...Tüm zerafeti ile tavandan bize bakan...Bunu bana versene Zeynocum dediğimde,hep aynı cevabı verirdi..."Ben öldükten sonra.."Ölene kadar hepsi benimle,sonra isteyen istediğini alır.....Öyle de oldu...

                                                       

Anneannem, 2 sene önce bize ve evine veda ederek son yolculuğuna çıktı.Beklenmedik bir anda ,tüm hayatının tersine çok sade ve sessiz  bir gidişle..Çok hızlı oldu onu kaybetmemiz.Bir vardı ve bir gün sonra yok... hepimiz o çok sevdiği evinde toplandık.Yine her şey yerli yerinde ama bir eksikle....O koltuklara oturduk ,kalktık,  kimse sonra düzeltmedi koltukları ,sallanan sandalye bir öne geldi,bir arkaya....Vitrindeki tabaklar masalara kondu,kalktı..Yine bir eksikle....Her birimize bir eşya hatıra kaldı. O masanın üstündeki avize  şimdi benimle...Evimde....Tüm ruhu ile benim evimi aydınlatıyor ....Her yandığında ben, Zeyno diyorum içimden,”hoşgeldin”.Gidenlerin arkasından kalan eşyalar ,onların bizde devam eden hayatları,bizden sonra başkasında....BİRAZ HÜZÜN,BİRAZ MUTLULUK......


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

                                                     Sınav Annesi... Eğer evde sınava hazırlanan bir çocuğunuz varsa, bugünkü yazım tam size...